Çay Var Dediler Geldik !

20:22 Dilek'le Mutfakta 0 Comments

İzmir'den Merhabalar..
Bir yudum çay için neler verilmez ki..Çayı seviyoruz.
Büyük halk ozanı Aşık Veysel'in sözleriyle başlamak gerek konu çay ise..
" Benim sana verebileceğim çok bir şey yok aslında; Çay var içersen, Ben var seversen, Yol var gidersen. " Aşık Veysel


Kültür , sanat ve eğlencenin merkezi İzmir'de ilk defa düzenlenen Çay Festivalinin ardından, Favori Lezzetler.com yazarı olarak gözlemlerimi yazmak istiyorum. Her ne kadar üç gün boyunca devam eden festivale birinci günü gidebildim ise de, bol fotoğraf ve yazılacak bir sürü şeyle Favori Lezzetçileri bilgilendireyim dedim.  







Efendim, Festival Oprateam reklam ajansının düzenlediği, ana teması çay olan ve insanları her festivalde olduğu gibi ortak konularda buluşturmayı hedefleyen bir düşünceyle aylar öncesinden tasarlanmış. Kahve festivalinde olduğu kadar büyük katılımcı olmasa da yine de sergilendiği alanı doldurdu. 
İzmir'in tarihi yerlerinden biri olan, Anadolu'nun ilk tren istasyonu Alsancak Gar'da 17-18-19 Kasım 2017 tarihlerinde, 35 firmanın katıldığı İzmir Tea Festivali üç gün boyunca devam etti. Çay ve çay üzerine ne var sa bu festivalde sunulmaya çalışılmış, çok emek harcanmış. Kahvaltı sponsorları olarak Beta tea çay, Alsancak Unlu Mamüller, Güres Yumurta, Pınar, çay boyoz, gevrek ve yumurtaya doyurdular. Etkinlik sponsoru Fujifilm, sağlık sponsoru Medicalpark, su sponsoru Pınar Yaşam Pınarım, radyo sponsorları Dijibox.com ve Showradyo oldular. 



 Çay kültürü bizim memleketimizde kahve kültüründen daha gelişmiş boyuttadır aslında. Sosyal bir içecek olan çay, Anadolu'nun değişik kültürlerini yansıtır. Çay sohbettir, muhabbettir, yediklerimize katıktır, yemek sonrası keyfidir, sohbetin babasıdır. Hele sabahları içilen çayın zevkini en iyi biz Türkler biliriz. Çayı da kahveyi de bulup yayan her kimse büyük sevaba girmiştir efendim...:)
























Festivale yerli ve yabancı çay ve çayın yanında üretilen, tüketilen yiyecek markaları ile kaliteli çay mekanlarının sunumları, çay üzerine yapılan söyleşiler, atölyeler, çay makinesi üreticilerinden uzman ekiplerin, kişilerin anlatımlarıyla bilgilenen İzmirliler, festivali renklendiren Ege Üniversitesi Capoeira dans grubu, Crystals dans akademisinin eğlenceli dans gösterileri ve Pelin Gedik, Fondip, Can Gox konserleriyle çayın renkli dünyasında eğlenceli bir üç gün yaşadı. 
Bunun yanı sıra, dinginliğin şifası Yoga atölyesinde Gezgin Yogini Burcu Tuna'dan enerji artıran çay meditasyonu ve yoga, diyetisyenlerden ( Zeynep Nihan Minareci, Andaç Yeşilyurt, Lazika çay kurucu ortağı Emre Erçin ) sağlıklı çay demleme, çayların bedenimiz ve beslenmemizdeki önemi  üzerine söyleşiler, fotoğraf sanatçısı Faruk Akbaş'ın yaratıcı fotoğrafçılık sanatı üzerine söyleşisi, Aroma ve tat uygulayıcısı Burak Genç'ten çayın yaratıcı aromalarla birleşimi, sanat edebiyat ve çay ve daha bir çok uzmanın katıldığı söyleşi ve atölyeler gerçekten izlemeye ve dinlemeye değerdi. 
Festivale gelenler üç gün boyunca İzmir'in meşhur sabah kahvaltısı boyoz, gevrek, yumurta ve çay ile kahvaltı yaptılar.  Ayrıca Dr.Oetker de standıyla İzmirlilere bol bol kek pasta ikram etti.























Pastacılar ve Fırıncılar Derneğinin standında boyoz yapımı atölyesi harikaydı. Bol bol boyoz yenildi. 
Tarihi tren garında çok eğlenceli geçen festival için verilen ücret 25 tl idi. Yorumlardan okuduğum kadarıyla insanların bir çoğu demiyim de bazıları bu durumu itici bulmuşlar. Ben onlara katılmıyorum, çünkü üç gün boyunca büyük bir emek verilmiş, organizasyonlar yapılmış ve amaç insanları aynı noktalarda buluşturmaktı. Keşke Belediyenin katkısı olsaydı fakat her festivale bütçe ayıramıyorlar herhalde..Ben kendi adıma çay festivalinden çok memnun ayrıldım. Bol bol güzel çaylar içip, boyozumu, gevreğimi, yumurtamı yedim. Tüm stantlardan ikram edilen her şeyin tadına baktım. Üçüncü gün de gitmeyi planlamıştım fakat sağlık problemim yüzünden gidemedim. 






















İlk gün tüm stantları gezdim bilgiler aldım. Türk Çay üreticileri ve tedarikçilerinden Beta Tea markasını çok beğenirim mesela, bir de Hopadan Çay vardı, sonra Lazika Çay son zamanlarda öne çıkan markalardan. İstanbul'dan gelen Köşk Çay  markasıyla tanıştım. Gerçekten enfes kokulu bir çaydı ve İstanbul'da çok müdavimi olduğunu öğrendim. 
Çayın yanında tüketilen pasta, kurabiye, çikolata vs ürünlerinin sergilendiği standlar da çok güzeldi. Doğan Kitap imza günleri, Akut Kurtarma, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kurs standı aklımda kalanlar..
Çayın Camellia Sinensis bitkisinden geldiğini hatırlatırken, yeşil ve beyaz çayın bir çok faydası olduğunu da belirtmek isterim. Ooolong çayını doğrusu ilk defa içtim ve bu çayın bitkinin en büyük ve kalın yapraklarından elde edilen, farklı yöntemlerle yapıldığını öğrendim. Söyleşilerde bu konular hakkında çok güzel bilgiler verildi. Kanser hücrelerinin oluşumunu engelleyen ve daha bir çok faydası olduğu bilinen bu çaylardan her gün mutlaka için derim. 

Yabancı çay firmalarının çayları da çok güzeldi, çeşit çeşit bitkilerle, çiçeklerle çayın harmanlanması, değişik aromalar verilmesi hoştu fakat klasik Türk çayının gönlümdeki yerini alamazlar. 
Sonuç olarak çay içmenin güzelliği bana orada dans etmekle birebir eşleşme gibiydi..Neşeli, meraklı, yenilikçi olmakta fayda var. Ne demiş şair: "Biz, çayın yalnızlığa iyi gelen tarafını da severiz. Avuçlarken ince belli bardağı, hücrelere kadar hissettiren sıcaklığında unuttuk yalnızlığı." Oğuz Atay





Herkese Festival tadında günler dilerim, başka festivallerde görüşmek üzere..Sevgiler
                                                           Dilek Toksoy


BENZER TARİFLER

0 yorum: