Dünyanın lider kripto borsası Bitget, Türkiye kullanıcıları için Ramazan’a özel kampanyasını duyurdu. Hem yeni, hem de eski kullanıcılara yönelik olan bu kampanya ile Bitget, kullanıcılarına 75 bin dolar değerinde ödül havuzu, 1 adet Macbook Pro ve bir adet iPhone 14 hediye edecek.
Ramazan Hep Birlikte Paylaştıkça Güzel
Bitget Türk kullanıcılarınu mutlu etmeye devam ediyor. Bitget’in geleneksellmiş Ramazan Hep Birlikte Paylaştıkça Güzel kampanyası bu sene de büyük hediyelerle tekrar ediyor.
Bitget’in Türkiye kullanıcıları için Ramazan’a özel kampanyasında hem yeni, hem de eski kullanıcılar büyük ödülleri kazanabiliyor. İşte ödül detayları.
75.000$ Değerinde Mega Ödül Havuzu
Kampanya sayfasından kampanyaya katılarak görevleri yerine getiren kullanıcılar toplam 75 bin dolar değerindeki ödül havuzundan pay kazanma şansı elde edecekler.
Macbook Pro
Şanslı Kullanıcı Ödülü şartlarını tamamlayan şanslı Bitget kullanıcısı Macbook Pro kazanacak.
iPhone 14
Şanslı Kullanıcı Ödülü şartlarını tamamlayan şanslı Bitget kullanıcısı Macbook Pro kazanacak.
23 Mart’ta başlayan kampanyaya, 6 Nisan 2023’te sona erecek.
Bitget’in Türkiye’deki tüm listeleme ve kampanyalarından haberdar olmak için Bitget Türkiye Topluluğuna buraya tıklayarak katılabilirsiniz.
Bitget Hakkında
2018 yılında kurulan Bitget, temel özellikleri olarak yenilikçi ürünler ve sosyal işlem hizmetleri ile dünyanın lider ilk beş kripto para borsası arasındadır ve şu anda dünya çapında 100’den fazla ülkede 8 milyondan fazla kullanıcıya hizmet vermektedir.
Borsa, kullanıcılara tek noktadan ve güvenli işlem çözümleri sağlamayı taahhüt ediyor ve Arjantinli efsanevi futbolcu Lionel Messi, İtalyan lider futbol takımı Juventus, PGL Major’ın resmi espor kripto partneri ve lider espor organizasyonu Team Spirit dahil olmak üzere güvenilir partnerle işbirlikleri yaparak kripto kullanımını artırmayı hedefliyor.
Van Kahvaltısı yapmaya Van'a gitmeye ne dersiniz..? Van lezzetlerini Van yemek ve gastronomi kültürünü yakından tanımak Van'ın eşsiz havasını aurasını hissetmek bana çok iyi geldi.
1-3 Haziran tarihleri arasında Van'da ilk defa bir Gastronomi Festivali düzenlendi. Ben de bu festivale iştirak etme mutluluğunu yaşadım ve bunun için festivali düzenleyen Van Büyük Şehir Belediyesi, Van Valiliği ve Van valisi Dr. Ozan Balcı, Van İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı, Doğu Anadolu Aşçılar ve Pastacılar Federasyonu ve Van Aşçılar ve Pastacılar Derneğine çok teşekkür ediyorum.
Festivali organize eden Doğu Anadolu Aşçılar ve Pastacılar Federasyonu şeflerinden Nurullah Kaplan ve Ali Geyik iki değerli şefimize katkılarından ve özverilerinden dolayı teşekkür ediyorum.
İlk defa düzenlenen bu uluslararası festivale Yunanistan, İran, Kırgızistan, Azerbaycan, Cezayir, Tunus ve Türkiye'nin bir çok ilinden 70 kadar chef katıldı. Ardahan Üniversitesi Gastronomi Bölümü, Okan Üniversitesi, İstinye Üniversitesi, Diyarbakır Dicle Üniversitesi, gazeteciler, bloggerlar, yemek yazarları ve influencerlar da bu festivaldeydiler.
Van lezzetleri, Van kültürü, gelenekleri, Van ilinin tarihi değerleri, gastronomik geçmişiyle günümüze yansıyan özellikleri, Van ilinin coğrafi yapısında yetişen yöreye özgü endemik bitkilerle bütünleşen besin değerlerini tanımak ve tanıtmak amacıyla katılım sağlayan herkesin bu anlamlı görevi yerine getirdiğinden süphem yok. İlk defa düzenlendiği için biraz eksikleri olabilir lakin Vanlıların o gülen yüzleri, sıcacık gönülleri bu eksikleri hissettirmedi diyebilirim.
Üç günlük festival programında şeflerin yemek yarışmaları, Gastronomi öğrencileri için kategorili yarışmalar düzenlendi ve kazananlara ödüller verildi. Ünlü şefler, öğretim üyeleri, gastronomi uzmanlarının söyleşileri, workshopları ilgiyle izlendi.
TUNUSLU VE YUNAN ŞEFLERLE
Van yemek kültürünü ilk defa bu festivalde deneyimledim. En merak ettiğim VAN Gölüne karşı #vankahvaltısı yapmaktı. Ama bizi Gürpınar'da Yoldüştü köyüne getirdiler ve hakiki Van kahvaltısını burada yaptık. Köyün muhtarı, eşi ve diğer köy insanlarının bizim için hazırladığı muhteşem kahvaltı sofrasında neler mi vardı..?
GÜRPINAR YOLDÜŞTÜ KÖYÜNDE VAN KAHVALTISI
VAN KAHVALTISI
Van otlu peyniri, yörenin yaylalarında yetişen endemik otlarla koyun sütünden yapılan ve durdukça güzelleşen özel bir peynir.
Van kaymak ve yoğurdu illaki Van kahvaltısında olur. Yine koyun ya da manda sütüyle yapılan ürünler.
Van'ın yayık tereyağı da çok lezzetli, çünkü doğal beslenen koyun ve ineklerin sütünden elde ediliyor.
Taze köy yumurtası
Yine yumurta un ve tereyağıyla yapılan Murtuğa..sanki çok farklı geldi bana ve güzel..
Kavut ise öğütülmüş buğdayın tereyağıyla kavrulması ve sonra bal ya da pekmezle tatlandırılmasıyla oluşan değişik bir kahvaltılık. Helvaya benzettim ben ve buğdayla olması daha sağlıklı tabiki..
Yayla balını da çok beğendim. Bunun dışında gül reçeli, helva, otlu cacık..
Van Mutfağında kavurma et ve otlar hakim. Hamur işlerinde en çok lavaş ve tandır ekmeği yapılıyor. Yüzyıllardan beri süregelen yemek kültürü zamanla değişse de eski geleneksel yemekler unutulmamış. Van ilinde bu işi çok güzel yapan mekanlar açılmış. Van depreminde diğer illere göç eden bir çok Vanlı sonra geri döndüler ve bunların içinde aşçılar da var. Özellikle büyük illerde kendilerini bu zaman zarfında çok iyi yetiştirmiş şefler şimdi kendi memleketinde çok güzel işler yapıyorlar.
Van'da geleneksel lezzetler hala yaşatılmaya çalışılıyor, tabi şimdiki hayat şartları bir hayli zorluyor. Tarım ve hayvancılık gereken desteği görmeli Türkiye'nin her bölgesinde olduğu gibi. Geçim kaynağı sadece Tarım ve hayvancılık olan Van'da turizm de gereken seviyede değil. Van gölü dünyanın harikalarından biridir. O kadar muhteşem ve doğal bir güzelliği bambaşka değerlendirip turizme değer katacak düzeye getirmek ve Van ili esnafına kazanç kapısı sağlamak gerekiyor. Şehre bir çok yerli ve yabancı turist akını var ama tanıtım az aslında, daha çok gelebilir.
Bir de Van'ın havasından bahsetmek istiyorum. Yaz ayları Van'da mayıs sonu ve temmuz sonuna kadar sürüyor. Geceleri ılık esen rüzgarına bayıldım, gündüz güneş fazla yakmıyor ama hiç nem yok, o yüzden sıcaktan bunalmıyorsunuz. Van gölünü doyasıya seyretmek, göle karşı bir şeyler yiyip içmek inanılmaz keyifli ve güzel.
VAN YEMEKLERİ
BAŞLICA VAN YEMEKLERİ İSE ŞÖYLE ;
KELEDOŞ,
TUZLU BALIK
İNCİ KEFALİ
AYRAN ( KURUT ) AŞI , GIRAR
EL BÖREĞİ
HELİSE
SERENGER
MURTU
KÜRT KÖFTESİ
VAN PASTASI
GÜL ŞERBETİ
PERDE PİLAVI
MERCİMEK PİLAVI
EVELİK AŞI
KAVURMALI ERİŞTE AŞI
DAĞ OTLARIYLA BULGUR PİLAVI
KAVURMALI EKŞİLİ
TIRŞİK, TİRŞO EKŞİLİ PANCAR
ACEM KÖFTESİ
VAN CACIĞI
ÇATAL TATLISI
EĞDEK TATLISI
VİRİK ( VAN YÖRESEL ÇORBA)
VAN ÇÖREĞİ
İÇLİ KÖFTE
VAN BAKLAVASI
KAVUT
MURTUĞA
VAN'DA GEZİLECEK BİR ÇOK YER VAR, TABİKİ BUNLARIN EN BAŞINDA VAN GÖLÜ VAR.
1646 METRE YÜZEY RAKIMI, 451 METRE DERİNLİĞİ OLAN VAN GÖLÜNÜN ETRAFI YÜKSEK DAĞLARLA ÇEVRİLİDİR.
Van Gölü
Akdamar Kilisesi
İlk defa böyle dağlar gördüğümü söyleyebilirim. Volkanik yapıya sahip bu dağlarda yer yer kar tabakaları var ve bu beni şaşırttı.
Göl içerisinde 4 ada var irili ufaklı, bunlar Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş adalarıdır.
Ben Akdamar adasına gittim. Tekne turlarıyla gidilen Akdamar adası eşsiz bir seyir keyfi yaşatıyor gölün ortasında. Martıların sesleri, endemik otlar ve badem ağaçlarıyla harika bir ada burası. Adada bulunan tarihi Akdamar Klisesi ise muhteşem bir mimariye sahip. Adanın bir de hikayesi var. Rivayete göre bu adada yaşayan Ermeni baş kesişin çok güzel bir kızı varmış, adı Tamara olan bu güzel kızın adanın çevresindeki köylerde yaşayan bir çobanın aşkıymış. Her gece adaya yüzerek giden genç çoban Tamara'yla buluşurmuş. Tamara el feneriyle gence ışık tutup yerini belli edermiş. Durumu öğrenen babası fırtınalı bir gecede feneri farklı yerlerde tutarak gencin şaşırmasına ve yorulmasına sebep olmuş ve zavallı genç gölün mavi sularına gömülürken "AH TAMAR" diyerek can vermiş. Bu haykırışı duyan Tamara'da kendini gölün sularına bırakıvermiş. Böyle de acıklı bir hikayesi olan bu adada bir de kilise vardır. Akdamar Klisesi..
MS 915-921 yılları arasında mimar keşiş Manuel'e yaptırılmıştır. Vaspurakan Hanedanı Kral 1. Gakik o dönemlerde kiliseyi Kudüs'ten İran'a kaçırılan ve sonra 7. yy da Van'a getirtilen Gerçek HAÇ'ı saklamak için yaptırmış. Bu kilise daha sonra manastıra çevrilmiş ve Ermeni Patrikliğinin merkezi olmuş. Kutsal Haç Kilisesi olarak biliniyor.
Festivalin ikinci günü bizi Gürpınar ilçesinin Yoldüştü köyüne getirdiler. Yolda giderken karşıya geçen koyun sürüsü hepimizin ilgisini çekti doğrusu. Arabalardan inip onları izledik, sevdik. Köye vardığımızda bizi köyün muhtarı karşıladı. Hakiki Van Kahvaltısını burada yaptık. Doğal kahvaltılıklar ve köy evinin bahçesinde, sıcacık köy insanlarıyla beraber kahvaltı etmek inanılmaz güzeldi. Hepsine ayrı ayrı buradan tekrar teşekkür ediyorum.
Daha sonra NORDUZ YAYLASINDA Van otlu peynirinin üretimini deneyimledik. Yayladaki koyun ve keçilerle baya haşır neşir olduk, hatta ben bile koyun sütü sağdım ama beceremedim.
Şimdi de muhteşem VAN KALESİ'inden bahsetmek istiyorum.
Van Kalesi sert kayalar üzerine inşa edilen, 1800 metre uzunluğunda, 120 metre genişliğinde ve 80 metre yüksekliğinde muhteşem bir görüntüye sahiptir. Gözümü alamadan baştan başa gezdiğim kaleyi çok beğendim. Gerek mimarisi gerek hissettirdiği tarihi ile hayran kaldığım bir yer oldu. Tuşpa ( Van ilinin eski adı ) adıyla uzun yıllar URARTU KRALLIĞININ başkenti olmuş. Bu arada Van ilk olarak Hunniler tarafından kurulmuş 2000 yılında Burada açık hava tapınakları, kaya mezarları, sur duvarları, pers yazıtları var. Kesme taş malzemesiyle yapılan kale burçları barındırıyor. Urartulardan sonra Osmanlı'ya geçen kalede Hüsrev Paşa Camii ve külliyesi bulunmaktadır. Camiyi gezdik ve hayran kaldım doğrusu. Biraz iç taraflarına doğru yürüdükçe çimenlerin ıslak olduğunu fark ettim. bataklık yani sulak topraklarda yer yer küçük dereler akıyor. Çok bereketli bu topraklarda şimdi insanlar piknik yapmak için geliyor. Yeşillik ve doğa inanılmaz güzel. Lakin aşırı sinek var...
Etrafında bir tane cafeye rastladık. Keşke daha çok olsaydı, çünkü gezerken yoruluyorsunuz ve oturup bir şeyler yiyip içmek istiyorsunuz. Bu da büyük bir eksiklik bence. Kale içinde tarihi VAN EVLERİ vardı bir kaç tane. Kalenin alt kısımlarında gezinirken eşsiz doğası beni büyüledi.
Son olarak VAN ARKEOLOJİ VE ETNOGRAFYA MÜZESİ 'nden bahsedelim. Doğrusunu isterseniz böyle güzel dizayn edilen şık bir müze hiç görmedim. O kadar çok tarihi kalıntılar ve temsili görseller var ki hayran kaldım ve keyifle gezdim. Urartular'dan bugüne değin Van ilinin tarihi kültürel mirasını çok güzel yansıtıyor. Müzeyi sanal olarak gezebilirsiniz buradan.
Müzeye giriş ücreti 15 tl ve pazartesi günleri kapalı. Müze kart geçerlidir.
Festival boyunca beni ağırlayan Evliya Çelebi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Uygulama Oteli çalışanalarına da çok çok teşekkür ediyorum. Otel çok konforlu, tertemiz ve mis kokuluydu. Kahvaltısı ve yemekleri muhteşemdi, mutfağı tertemiz ve özenliydi. Bir tek çaylarını beğenmedim, çok açık içiyorlar ve ben söyledikten sonra daha demli yapmaya başladılar..)
Otel Edremit ilçesinde Van gölünün kenarında çok güzel bir lokasyona sahip. Geniş orta avlusunda keyifle çayınızı kahvenizi içebilirsiniz. Van'a giderseniz kesinlikle tavsiye ederim.
Tüm bunların dışında çok güzel insanlar tanıdım, Van'ı hiç böyle hayal etmezdim, beni büyüleyen bir şehir oldu gerçekten. Umarım seneye tekrar giderim. İyi ki gittim dediğim şehirlerdensin VAN...Doğu illerimiz daha çok desteği hak ediyor, daha çok önem verilmesi gerekiyor. Daha çok anlatacak şeyim var, gerisi bir başka geziye inşallah.
Dilek Toksoy
Festivalde çektiğim fotoğraflar aşağıdadır.
Süt sağan kadınlar
YOLDÜŞTÜ KÜYÜNDE VAN KAHVALTISI
VAN MÜZESİ
FESTİVALDE YAPILAN YEMEK SUNUMLARI
1567 yılında Van Beylerbeyi Köse Hüsrev Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırılan HÜSREV PAŞA CAMİİ VE KÜLLİYESİ.