Burası cennette bir yer olmalı, bir baksanıza şu güzelliğe, doğanın cömertliğini fazla fazla gösterdiği bir yerdeyim. Kazdağlarının eteklerinde bir dere kenarında, asırlık ağaçlar, yemyeşil doğa, çiçekler, kuş sesleri harmonisinde hayallere dalıyorum, beynimi kemiren ne varsa unutuyorum, abartmıyorum, gerçekten öyle hissediyorum. Burası tam kafa dinlemelik bir yer, mesela yoga, meditasyon ve ritüeller için on numara
Burası Manastırhan butik otel Kazdağları, Balıkesir Edremit’e bağlı Altınoluk ile Akçay arasında, Kazdağlarının eteklerinde eski bir Yunan manastırı olarak biliniyor. Osmanlı zamanında yolcu hanı olarak değiştirilmiş ve yolcuların konakladığı bir han olmuş. Önünden geçen derenin adı Manastır Deresi, köprü Manastır Köprüsüdür.
Manastırhan o kadar güzel mimari yapıya sahip ki görmelisiniz. Her köşesi ayrı dizayn edilmiş, zevkli otantik tasarımlarla yenilenmiş yeni sahipleri Uğur ve Murat bey tarafından. Sanırım 5 yıl önce . Tamamiyle eski taş bina ve taşların döşenişi bile farklı. Kocaman bahçesi, havuzu, yazlık ve kışlık restoranı, havuz barı, kafeteryası ve 13 farklı odadan oluşan konseptiyle fark yaratıyor.
Toplantı ve konferans salonlarındaki ortam çok güzel ve buraya bunun için çok geliyorlar, hatta ben oradayken belediye başkanı kahvaltılı toplantı yapmıştı.
En dikkat çekici özelliği ise bahçenin kenarında 480 yıllık dev bir Çınar ağacının olması. Meğer Atatürk ölmeden önce Burhaniye ve Edremit tarafına giderken burada mola vermiş ve oranın muhtarı Ahmet Altay ile kahve içmiş , ona büstünü hediye etmiş. Bunu duyunca sanki Atamı yanımda hissettim, onun yıllar önce burada bulunması önemli bir detay ve bu yüzden Anıtlar kurulu bu dev çınarın adını Atatürk Çınar Ağacı olarak tescillemiş.
Gelelim restoran kısmına ; yetenekli şeflerin ellerinden Kuzey Ege mutfağına dair her yemeği yapıyorlar. Taze, mevsimlik sebzeler, meyveler kullanılıyor. Mutfağı gezdim, tertemiz ve düzenliydi. Restoran bölümü on numara , eskiye dair otantik, nostaljik eşyalar, soba ve büfeler, masalar hepsi çok özenle seçilmiş besbelli
Kahvaltı tabağı abartısız, canınız ne isterse hemen yapıyorlar. Sonra kahve içmek burada o kadar keyifli ki Dere kenarında su sesi var bir yandan restoranın müzik arşivinde çalan “ fikrimin ince gülü “ çalıyor ve ben o ana kitleniyorum.
Biraz da sahiplerinden bahsedeyim. İki erkek kardeşin işlettiği bu butik otel Uğur ve Murat bey dünya tatlısı insanlar, beni çok güzel çok samimi ağırladılar. Gelen her müşteriye misafir gözüyle bakıyor ve çok ilgileniyorlar. Bahçede 4 tane köpek var, onlara zaten bayıldım. Bunun dışında cins kuşlar da var. Dedim ya burası bir cennet ve burada insanın ömrü uzar, dert tasa kalmaz.
Kaldığım oteller içinde en çok beğendiğim otel Manastırhan Kazdağları Butik Otel diyebilirim, hatta eminim. Daha güzelini görene kadar
Tekrar burada kalmamı sağlayan @festoliveedremit @edremitticaretodası ve @edremitbel e çok çok teşekkür ediyorum. Ve tabiki Uğur beye de sonsuz teşekkür ediyorum.
Kaz Dağlarının Eteklerinde, oksijen deposu dağlarında, Güre Sahilinde, Ege'nin
buğulu İmbat rüzgarlarının estiği sahillerinde, masmavi deniz, şifalı suları ve
derelerinde, pınarlarında suyun tükenmediği, eşsiz bir doğaya sahip Edremit'te
dolu dolu 3 gün..
Ey Zeytin ! Her tanesinde lezzet, yudum yudum şifa barındıran,
her şeyin değiştiği ama zeytinin değişmediği sonsuz bir meyvedir zeytin. Zeytin
ağacı hayattır, umuttur.. Yeniden başlamanın simgesidir. Çünkü kendi köklerinden
filizler çıkararak, kendisini yeniden doğuran kutsal bir ağaçtır. Zeytin ağacı
hayatımızın anasıdır ve ana gibi kutsaldır. Çok eskilerde Anadolu'nun Ege
kıyılarını ziyarete gelen Homeros bir gün zeytin ağacının altında dinlenirken
zeytin ağacı Homeros'un kulağına şöyle fısıldar; "Herkese aitim ve kimseye ait
değilim. Siz gelmeden önce de buradaydım, siz gittikten sonra da burada
olacağım." sözleriyle zeytin ağacının ne kadar mühim olduğunu yüzyllar önce dile
getiren bir hikaye ile başlayalım. Ardından Nazım Hikmet'in sözleriyle zeytin
ağacının çok ama çok önemli bir yurttaş sorumluluğuna dikkat çeken sözleriyle
devam edelim. " Yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, 70'inde bile mesela
zeytin ağacı dikeceksin. Hem de öyle çocuklara falan kalsın diye değil, ölmekten
korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanın ağır bastığından, gelecek
nesillere hediye etmek için zeytin dikelim."
Zeytinle yatıp zeytinle kalktığım
FESTOLİVE II. Edremit Zeytinyağı Tadım Festivali 24-25-26 Ekim 2025 de
Balıkesir'in Edremit ilçesinde bulunan Güre beldesinde düzenlendi. Festivale ilgi
oldukça fazlaydı, Edremit, Balıkesir halkı gerçekten şehrine ve değerlerine
sahip çıktı. Şimdiye kadar zeytin üzerine yapılan en güzel festival olduğunu
söyleyebilirim. Çünkü gerek protokol, gerek katılımcı firmalar, destek veren tüm
firmalar zeytinin önemini ve sevgisini samimiyetle sundular.150.500 kişinin
ziyaret ettiği festival beni şaşırttı, hiç bu kadar ziyaretçi beklemiyordum, çok
güzel bir dayanışma örneğine şahit olduk doğrusu. Demek ki Balıkesir halkı
zeytinine önem veriyor, çünkü zeytin ve zeytincilik onların geçim kaynağı ve
bunun daha yüzyıllarca sürmesini istiyorlar.
Festivalde 60 stant vardı, hepsini
teker teker gezip bilgi aldım. Her biri emek ve özveriyle yapılmış ürünlerini
sundular, satış yaptılar. Bölge esnafına çok iyi moral oldu gerçekten de.
Zeytinyağı yapımında biliyorsunuz son yıllarda sahta üretimler yapılıyor ve
bunlar denetlenip ifşa edildi. Bu anlamda gerçek zeytinyağı üreticilerinin
ortaya çıkması, zeytini ve zeytinyağını tescillenmiş zeytinyağı fabrikalarının
mağazalarından ya da kendi internet sitelerinden alınmasını destekliyoruz.
Merdiven altı zeytinyağı üretimi artık son bulsun, zeytinin şanına yakışmıyor. 3
gün süren festivalde dolu dolu eğlence, ünlü şeflerden workshoplar, zeytinyağı
tadım eğitimleri, çocuklar için etkinlikler, müzik, konserler, spor, yoga,
söyleşi ve paneller, yoga, tiyatro gibi bir çok etkinlik vardı.
Zeytine dair
farkındalık yaratan bu festivalde amaç zeytin diyarı Balıkesir'in 13 milyon
zeytin ağacı varlığı ile Türkiye'nin en zengin doğal zeytin üretiminin yapıldığı
ve zeytincilik üretimine büyük katkı sağlamasının önemini Türkiye'de ve dünyada
bilinmesini sağlamaktır. Balıkesir'in Ayvalık, Edremit, Burhaniye, Erdek,
Edincik zeytin ve zeytinyağları uluslararası platformlarda sayısız ödül
almışlardır. Türkiye'nin zeytin güneşi burada parlıyor ve parlamaya devam
edecek. Zeytin üzerine söylenmiş güzel bir söz vardır " KALP KIRMA ZEYTİN KIR "
! Ne kadar da anlamlı söylenmiş değil mi.. Dünyada sana verilen zenginliklerin
kıymetini bilip şükür etmek, o zenginlikleri korumak ve sürdürebilmek o kadar
kıymetli ki.. Ama ne yazık ki son yıllarda zeytin ağaçları maden ocaklarına
tercih ediliyor. Para için rant için zeytinlikler kesiliyor. Bunun için daha çok
mücadele etmemiz gerekiyor. Bu önemli konuyu da buradan vurgulamak istedim.
Bunun dışında Balıkesir ve ilçelerinde turizm, gastronomi, coğrafi işaretli
ürünlerin tanıtımları oldu. Kaldığım butik otel yaz kış hizmet veren tarihi eski
bir manastırdan han'a çevrilen daha sonra da butik otel olarak işletilen dere
kenarında kocaman çınar ağaçlarının ve yeşilliklerin içinde 13 odalı, havuzlu,
restoran bölümü, sergi, söyleşi vs bölümleri olan muhteşem bir mekan olarak
önerebileceğim bir oteldir. Bir önemli özelliği ise Mustafa Kemal Atatürk'ün
ölmeden önce Burhaniye ve Edremit taraflarına giderken mola verdiği
Manastırhan'da büyük çınar ağacının altında oranın muhtarıyla kahve içmiş.
Atatürk'ün kahve içtiği yerde bulunmak, onun varlığını hissetmek harika bir
duyguydu.
Bu bölgede termal oteller meşhur, yaz kış yerli ve yabancı turisti
ağırlayan harika oteller var. Masmavi denizi, sahilleri, beacleri, tarihi
yerleri, Milli mücadelede Kuva-yi milliye ruhunun temellerinin Edremit ve
Burhaniye'de atıldığı, tarihe ışık tutan müzeler ve en önemli destinasyonu
Kazdağları'nın tertemiz havası, Sarı Kız hikayesi, pınarları, şelaleleri,
motelleri ile turizme büyük katkısı var elbette.
Gastronomi rotasında en başta
zeytin ve zeytinyağı, Ege yemek kültürü, buraya özgü 31 çeşit endemik bitkiler,
yabani otları, ekmek rotası ve peynir rotası, özellikle Kelle peyniri bölgenin
en bilinen ve değerli özelliklerini teşkil ediyor. Balıkesir'de tarımın dışında
hayvancılık çok ünlüdür. Sanki tüm Türkiye buradan et ile beslenir, bir çok
restoran Balıkesir etini kullanır.
Bu festivalde zeytinin ışığında güneş,
gölgesinde barış, damlasında şifa, yudumunda lezzet, zeytinyağına adanmış vefa
ve sevgi vardı. Zeytin ağacının bütünüyle hayatımıza nasıl ışık ve sağlık
saçtığının vurgulandığı, kazdağları'nın eteklerinde ve civarında bulunan Edremit
zeytin ağaçlarından gelen şifa dolu, doğal ve özenle yetiştirilen, toprağa,
doğaya saygılı, bilinçli zeytinyağı üreticilerini bir araya getiren,
dayanışmanın çok güzel örneğinin yaşandığı samimi bir festivaldi.
Zeytin
ağacının muhteşem seyrine dalıp, gölgesinde oturmak, dallarına, yapraklarına
bakıp kutsal bir şeye bakıyor hissine kapılmak, ölümsüz ve sonsuzluk kavramına
tam olarak uymuyor mu..? Güzeldir zeytin ağacı, kutsaldır, berekettir, yaşamın
tam ortasında bizim nefesimizdir, güneşimizdir. Nuh Tufanında bir güvercinin
getirdiği zeytin dalı yüzyıllardır kutsal ağaç olarak bilinmektedir. Çok büyük
bir emek ve birikimle altın yağıyla bedenimizi şifalandıran zeytinyağı bize
tabiatın en değerli hediyesidir. Bir zeytin ağacının ömrü 1000 yıldır ama bir
insanın ömrü en fazla 100 yıl, dolayısıyla bu kadar verimli, vefalı, insana
hayat veren zeytin ağacını her yıl çoğaltmalıyız, kesmemeliyiz.