MEKAN YAZILARIM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

SEVGİLİLER GÜNÜNDE SUADİYE'DE SAHİLE KARŞI BALIK KEYFİ İÇİN SALTATOR BALIK LOKANTASI MUHTEŞEM !






MERHABALAR,
Videomu izleyip yorum bırakırsanız sevinirim. Ben İzmir'e dönerken, siz sevgilinizle sevgililer gününü kutlayın diye size çok güzel bir mekan önerisinde bulunmak istiyorum. İstanbul da Ege'yi gördüm, Kendimi Ege'de hatta sanki Ayvalık'ta hissettim. Burası İstanbul'un en güzel semtlerinden Suadiye plaj sahilinde çok güzel bir balık restoranı 👍 @saltatorbalik deniz mahsulleri ile yapılan mezeleriyle ünlü bir mekan. Arkadaşlarınızla, ailenizle, sevdiğinizle gidip keyfin alasını yaşayabilirsiniz, Burayı özel kılan mezeleri, müzik eşliğinde gün batımını seyir ve muhteşem İstanbul manzarası 👌 Tattığım mezeler ise şöyle : Karışık salata, hamsi, midye salma, cevizli kuşkonmaz salata, köpoğlu, balıklı mantı, avokadolu Cunda ezmesi, arkadaki, kalamar dolma, Rum böreği, deniz mahsüllü krep, Ayvalık lokumu, balık köftesi, ahtapot carpaccio ve daha bir çok çeşit mezeleri içinde en çok balık mantısını sevdim. Ortam çok güzeldi, çok eğlendim doğrusu, her şey çok güzeldi 👍#sevgililergünü için harika bir #mekan #mekanönerisi olarak aklınızda olsun. Rezervasyon: +905069180769 Suadiye mahallesi, Plaj sokak. Suadiye Park A blok, kat.3 no. 18. Kadıköy İstanbul
,

BALDIR SİRKECİYE HİÇ GİTTİNİZ Mİ..YAZIMI OKUYUN..


MERHABALAR, ADINI ÇOKÇA DUYUP GİTMEK İSTEDİĞİM BİR MEKAN @baldirsirkeci BALDIR SİRKECİ'YE GİDİP EFSANE LEZZETLERİNDEN TATTIM NİHAYET..BURASI 2015'DEN BERİ SİRKECİ'DE BÜYÜK POSTANENİN ARKA SOKAĞINDA, TARİHİ HOBYAR CAMİSİNİN KARŞISINDA Aşir Efendi Cad. İmar Han No:15/A Sirkeci-Eminönü/İSTANBUL DA HİZMET VERİYOR. ÇOK ESKİ İKİ KATLI TARİHİ BİR BİNADA, GÜLER YÜZLÜ VE İLGİLİ PERSONELİYLE ÇOKTANDIR GÖNLÜMÜ FETHETTİ, GİDEN ARKADAŞLARIMIN TAVSİYELERİ DOĞRULTUSUNDA MUTLAKA BU MEKANA GİTMELİYİM DEDİM. BU MEKANIN ÖZELLİĞİ YENİ NESİL ET DENEYİMİ İLE BİR VİZYON YARATMASI OLMUŞ.KÖFTENİN, DÖNERİN ARASINDAN SIYRILIP BALDIR ETİYLE HARİKA LEZZETLER YARATILMIŞ USTA ŞEFLER İLE.. BALDIR, DANA ETİNİN 12 SAATTEN FAZLA KISIK ATEŞTE PİŞİRİLİP 1 GÜN DİNLENDİRİLİP DAHA SONRA ETİN ÜZERİNDEKİ SİNİRLER, ZAR VE YAĞLARINDAN ARINDIRILARAK DİDİKLENMİŞ HALİDİR. ÇEŞİTLİ BAHARATLARLA TATLANDIRILIYOR TABİ.. BEN ÖNCE BALDIR ÇORBA İÇTİM. BU ÇORBA HASTAYI AYAĞA KALDIRIR O DERECE.. BEYRAN ÇORBA, BALDIR ÇORBA, KELLE VE TAVUK SUYUNA ÇORBA ÇEŞİTLERİ VAR. BUNUN DIŞINDA BEN BALDIR BURGER YEDİM. EKMEĞİYLE FARK YARATAN VE İÇİNE KOYDUKLARI LOKUM KIVAMINDAKİ BALDIR ETİ İLE CHEDDAR, KAREMELİZE SOĞANLI MANTAR İLAVESİYLE HARİKA BİR TAT YAKALANMIŞ. BALDIR EKMEĞİ EKMEĞİ TAM BUĞDAY UNUYLA, EKŞİ MAYA, TAZE BAHARATLAR, PATATES VE KAVRULMUŞ SOĞAN KARIŞIMDAN OLUŞUYOR.YANCI OLARAK PATATES KIZARTMASI, KAŞIK SALATA, TURŞU, KÖZ BİBER VE BALDIR AYRANI İLE KENDİNİZE ZİYAFET VERİN BURADA.CHEESE STEAK, BALDIRAWİCH, SOSİS TABAĞI ÇEŞİTLERİ DE VAR.AYRICA FÜME IZGARA, IZGARA KÖFTE TERCİHLER ARASINDA. EN SON TATLI İSTERSENİZ EV YAPIMI TATLILARINDAN YEMENİZİ ÖNERİRİM. BAL SEBASTİAN, TAHİNLİ SUFLE, BALLI KAYMAKLI ASELİYE HELVASI, İRMİK HELVASI, SÜTLÜ ŞERBETLİ TATLILAR MEVCUT. MUTLAKA GİDİP TATMANIZI ÖNERİRİM. BENDEN DE SELAM SÖYLEMEYİ UNUTMAYIN.

Manisa'dan Şahlanan 1453 Osmanlı Lezzet Rüzgarı

1453 Osmanlı 
Merhabalar
Uzun zamandır gitmek istediğim bir mekandan bahsetmek istiyorum sizlere..
Ege'den şahlanıp Türkiye'nin bir çok şehrine, o da yetmedi dünyanın en prestijli ülkelerinde açmayı hedefledikleri yeni şubeleriyle, gerçekten bir Osmanlı Lezzet Rüzgarı yaratmayı başaran 1453 Osmanlı, en iyi cafe - restoranları arasına girdi bile.
Ben Alsancak Kordon'daki şubesine gittim. Kordona karşı harika manzarasıyla ve birbirinden güzel lezzetleriyle Kordon'da parlıyor diyebilirim. 
Gerçekten farklı olabilmeyi başarabilen bir işletme, hem adıyla hem müşterilerine sunduğu lezzet menüleriyle ve özellikle kahve konseptiyle hayran kaldığım elit bir mekan. 


Saray Kahvesi



1453 Osmanlı.. iki yıl önce yeme içme sektörüne çok iddialı bir giriş yapan ve franchising sistemiyle devamlılığını ve kar oranını sürdüren, Osmanlı konseptiyle  hem görsel hem de lezzet konusunda müşterilerinin oldukça beğenisini kazanan, Şehzadeler şehri Manisa çıkışlı bir Türk Restoranı..Türkiye'de farklı illerde şu anda 14 açık şubesi var, ve toplamda yurt içi ve yırt dışında imzalanmış 46 şubesi bulunmaktadır.

İzmir'de Kordon, Güzelyalı, Esendere, Buca ve Gaziemir şubeleri var. 
Manisa'da Merkez,Uncubozköy, Akhisar olmak üzere 3 şubesi var. Ayrıca Mersin, Sakarya, Muğla, Trabzon, Kayseri Ankara'daki mevcut şubelerin dışında, yakında Denizli, Eskişehir ve İstanbul Mihrabat Korusu şubeleri de açılacak.

Bu bilgileri ilettikten sonra işletmenin kurucularından sevgili Serdar Deniz ile yaptığım röportajı paylaşmak istiyorum. 





     - 1453 Osmanlı ne zaman ve kimler tarafından nasıl bir amaçla kuruldu. Kuruluş ilkeleri ve amaçları nelerdir?

-1453 Osmanlı, benim marka yaratmadaki tecrübemi ve en önemlisi de tutkumu tam anlamıyla gerçekleştirebildiğim bir marka oldu. Kendimi bildim bileli farklı olan ve bu farkı her daim hissettirebilecek işlerin peşinde oldum. 1453 Osmanlı’nın öyküsü benim aradığım ve bu sektörde yaratmak istediğim fark ile başladı. Sonrasında doğru isimlerle bir araya geldim ama bunu kesinlikle şans olarak nitelendirmiyorum. Towerlife Perakende Lokasyon ve Marka Danışmanlığı gibi bu sektörde en doğru hizmeti alabileceğiniz bir ekip ve kuşkusuz Ali Osman ENÇ ile bir araya gelmemizin ardından, 1453 Osmanlı bugün sevilen, takdir edilen ve çoğu zaman taklit edilen bir marka oldu.

   -1453 Osmanlı ismi ve markasıyla kısa bir sürede elde ettiğiniz başarının sırrı nedir? Yurt içi ve yurt dışında açılacak olan şubelerinizde aynı füzyonda kalabilmek için gerekli donanımınız var mı, sürdürülebilirliğin temel kuralları sizce nedir?

-Marka yaratmanın bir tablo, bir roman ya da bir konçerto yaratmaktan bir farkı olmadığını düşünüyorum. Tıpkı ünlü sanatçıların her bir eserinde onlara ait bir şeyler bulabileceğiniz gibi, yaratılan ve sevilen her markanın ardında da bir hikâye var. Önemli olan bu hikâyeyi sevdirmek. Eğer karşınızdaki kitleye hikayenizi nasıl anlatacağınızın yolunu bulabilirseniz ve o hikâye sizden bir iz taşıyorsa sevilmemesi mümkün değil. Taklit etmek sorun değil, Picasso’nun ilk eserlerine baktığınızda taklit ettiğini görebilirsiniz. Ama ustalık eserleri tamamen onun kendi çizgilerini taşır ve taklit edilmesi pek mümkün değildir. İşte 1453 Osmanlı da benim ustalık eserim ve menüsünden tutun da konseptine kadar benden izler taşıyor. Ben yaşadıkça, öğrendikçe, o da benimle birlikte değişiyor ve gelişiyor. Sonuç olarak, marka yaratmak isteyen ya da başarısız olanlara söyleyebileceğim tek şey, her gün bıkmadan, usanmadan çalışmaları ve markanın hamuruna başkalarını değil kendilerini katmalarıdır.

     -Franchising vermek istediğiniz işletmelerde en çok neye önem veriyorsunuz, vizyon ne olmalı?

-Markanızı bir zincir haline dönüştürürken, en dikkat etmeniz gereken şey, o zincirlerin kalitesidir. 1453 Osmanlı’nın bugüne dek oluşturduğu zincirde hiç pas yok. İş ortaklarımızı seçerken gösterdiğimiz özen sayesinde, 1453 Osmanlı’nın her şubesinde aynı lezzete, kaliteye ve güvene ulaşabilirsiniz. Zincirin kalitesini ve parlaklığını devam ettirebilecek disipline sahip, markamızla birlikte gelişime ve değişime hazır yatırımcı adaylarımıza öncelik veriyoruz.

     -Yemek menüsünde başlıca neler var?

-Usta ekibimizle Osmanlı Mutfağı’nı modernizmle harmanlayarak yeniden yorumladık. Esasen menümüzün çeşitliliği kendimizle gurur duyduğumuz bir nokta. Mesela etten vazgeçemem diyenlerin Hünkâr Beğendi, Yoğurtlu Kebap ve Antep Usulü Ali Nazik en sevdikleri. Tavuk severler için Haseki, Sultani Tavuk Beyti, Beğendili Tavuk gibi leziz yemeklerimiz var. Ayrıca menümüzde vejetaryenleri de unutmadık: Çimenlik, Nohutlu Antep, Ege Rüzgârı gibi yemeklerimizi onlar için tasarladık. Kısacası yemeklerimizle 7’den 70’e herkese ev sahipliği yapmaya çalışıyoruz.


     -Kahvaltı konseptinizde olmazsa olmazınız nedir?

-Kullandığımız ürünlerin birinci sınıf kalitede ve doğal olması. Türk mutfağında kahvaltının çok özel bir yeri var. Serpme kahvaltı konseptini başka bir ülkede, bu çeşitlilikle bulmanız çok zor. Şubelerimiz şehirlere yayıldıkça biz de sürekli kendimizi geliştiriyoruz. Mesela Trabzon şubemizle birlikte menümüze Karadeniz’in dillere destan lezzeti “Kuymak” koyduk. Ayrıca dediğimiz gibi 7’den 70’e herkesin beğenisini ve sevgisi için kahvaltımız vazgeçilmez.

   -Fiyatlar ve menü her kesime hitap ediyor mu?

-1453 Osmanlı Türk Mutfağının en güzel tatlarını her kesimden insanın ulaşabileceği bir noktaya getirmek üzere yola çıktığından, menümüz bu amaca uygun biçimde hazırlanmıştır.  Sadece Türk Mutfağı değil, menümüzde dünya mutfağının örneklerine de rastlayabilirsiniz, misafirlerimizin arzu edebileceği her şeyi hesaplayarak, menümüz için uzun yıllar çalıştığımızı ve her geçen gün bu çalışmanın karşılığını misafirlerimizin memnuniyeti ile aldığımızı söyleyebilirim.

    -En favori yemeğiniz nedir, 1453 Osmanlı'ya gelenlerin mutlaka yemesi gereken özel bir yemek var mı?

-Bütün ürünlerimiz lezzetli ancak favorilerim de yok değil. Saraylı Kahvaltısı, Kervansaray, Fetih, Kasap Pizza, Yeniçeri Tepsisi benim en sevdiklerimden.

     -Tüm şubelerinizde yemek menüsü aynı mı, yoksa yöresel farklılık gösteriyor mu?

-1453 Osmanlı’nın her şubesinde her seçtiğiniz ürünü bir başka şubede aynı lezzet ve kalitede ulaşabilirsiniz ancak arz-talep dengesini korumak adına yöresel farklılıklar olabiliyor.

      -Kahve konseptinde çok iddialısınız, bunun en önemli sırrı nedir?

-Kahve, Türkiye’de yüzyıllardır süregelen bir geleneğe dönüşmüş durumda. Bu geleneğin yanı sıra son yıllarda Türk insanın kahveye ve özellikle de 3. Nesil kahveye olan ilgisini gözlemleyebiliyoruz. Bizler bu iki durumu birleştirerek farklı demleme biçimlerine sahip kahvelerin yanında, 40 yıllık hatır da sunuyoruz.  Sanırım kahvelerimizin bu kadar ilgi görmesinin başlıca sebebi de bu gelenekle lezzeti aynı fincanda sunabilmemiz.

  -Müşterilerinizle sosyal medya iletişiminin önemine inanıyor musunuz? Bu konuda yeterli girişimlerde bulundunuz mu?

-Dijitalleşen dünya her gün bizleri ve gündelik yaşam alışkanlıklarımızı da değiştirirken, bu değişimin önünde durabilmek pek mümkün değil. Dijital dönüşümü inkâr etmeden uyum sağlamaya çalışıyoruz ve sosyal medya bu dönüşümün belki de en önemli parçası haline gelmiş durumda. Günümüzün en önemli kitle iletişim araçlarından biri olan Sosyal Medya’yı doğru ve etkili kullanabilmek adına gerekli çalışmaları yaptık ve yapmaya devam ediyoruz.



  -Bundan sonraki hedefleriniz, projeleriniz neler? Gerçek bir Osmanlı Mutfağı yansıttığınızı düşünüyor musunuz? Düşünceleriniz öğrenebilir miyim?

-Öncelikle hedefimiz, 1453 Osmanlı markasının lezzetini Türkiye’nin her bir köşesinde ulaşılabilir kılmak. Bunun yanı sıra yurtdışında da çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. 1453 Osmanlı ailesi olarak, kalitemizden, lezzetimizden ve misafirlerimize verdiğimiz güvenden ödün vermeden büyümek ve büyürken gelişerek, değişerek üzerinde güneş batmayan tek Türk markası olarak yolumuza devam etmeyi hedefliyoruz!

- Röportaj için çok teşekkür ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum.

- Biz teşekkür ederiz, ilginiz ve alakanız için.

                                                                                      Lezzet Gezgini Dilek Toksoy

Ayvalık Cunda'da Bay Nihat Restoran'daki Ayrıcalığı Yaşamak Lazım..




Bay Nihat Cunda
Merhabalar
Geçenlerde Ege'nin incisi Ayvalık'a yolum düştü, daha doğrusu sırf Bay Nihat Restoran'a gitmek için yolumu düşürdüm diyebilirim. Gitmek için sabırsızlandığım bir mekandı çünkü ve gittiğime değdi gerçekten.
Hele hele bir de bir çok ünlünün gittiği bir mekan olduğunu duyunca illaki bir albenisi var dedim içimden. 


Bay Nihat Cunda
Gitme sebeplerimden biri de ödüllü yazar Salim Nizam'ın yazdığı  " Senin İçin Enginar Sakladım" kitabında işlenen aşk hikayesinin büyük bir bölümünün Ayvalık'ta ve bu restoranda geçtiğini biliyor olmamdı. Kitabın en başlarında geçen hikaye aralarında Ayvalık karış karış anlatılmış, Ayvalık'a dair en çok bilinmesi gerekenler bu kitapta çok akıcı ve samimi bir dille işlenmiş. Ege lezzetleri, özellikle enginar ve balık ürünlerine dair anlatımlarıyla kitabı okuyanları Ege'ye çekiyor sanki..



Bay Nihat Cunda
Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Türkiye'nin En Lezzetli 10 Sahil Restoranlarından biri olan Bay Nihat Restoran'da ki Ayrıcalığı Yaşamak Lazım..
Türkiye'nin En lerinden bir Türk lokantasından bahsediyorum sizlere..burası bir balık lokantası, burası aşıkların, ünlülerin, lezzet severlerin, taa uzaklardan sırf bu lezzetleri tatmak için gelenlerin uğrak yeri. Ayvalık'ın en meşhur Sahil Restoranı Bay Nihat..


Bay Nihat Cunda
Bay Nihat adını kurucusu olan Ahmet Nihat Bekit beyefendiden alıyor. Kendisiyle tanıştım gittiğimde, restoranın baş köşesinde oturmuş, yıllarca emek verdiği emek hanesini gururla seyrediyor gibiydi. Kısa bir röportaj yaptım kendisiyle ve nasıl bu noktaya geldiğini anlattı bana.
Efendim işletme 1978 yılında açılmış, Ayvalık'ın eski Rum taş binasının yapısını bozmadan restore edilmiş, her köşesi ayrı bir hikaye anlatıyor gibi..Ahmet bey ta o zamanlardan seçtiği elemanlarıyla çalışıyor hala..bu da o işletmenin güvenilirliğini yansıtan en önemli kriter elbette. Ahmet bey çok özenli, disiplinli bir beyefendi..Restoran, yemek işinden anlamadan bu işe soyunmuş ve daha sonra işin ustası olmuş. Bir restoranda sadece lezzet değil, ekip uyumu, farklı lezzetler yakalayabilme, müşteriyi memnun edebilme, rahat ve huzurlu bir ortam, hızlı servis, güler yüz vs..şart,,Bu özelliklerin çoğunu bu mekanda görebilirsiniz. 
Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda
Yıllar geçtikçe oğulları işe başlamış ve onları yetiştirmiş. Hakan bey ve Volkan bey, müşterileri ile birebir ilgilenen güler yüzlü, samimi iki genç adam. İşlerini severek yaptıkları belli..yeniliğe açık, disiplini elden bırakmadan, özel hayatlarından ödün vererek çok çalışıyorlar. Ayrıca çalışanlarla aralarındaki aile ortamını bizzat gördüğüm için söylüyorum, mükemmel bir ekip..İşte başarının sırrı burada..


Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Mutfak kısmına girip inceledim, çalışanlar çok samimi ve işlerini düzgün yapmaya çalışıyor, ekip uyumu harika, mutfak tertemiz, bakımlı.. Mutfak şefleri Süleyman bey bana çeşitleri anlattı. bir kaç tarifin yapılışını görme şansım oldu. Menülerde kullanılan her şey yöreye özgün ve çoğunu kendileri üretiyorlar.100 çeşit mezeyi burada bulabilirsiniz. Hepsi birbirinden güzel görünüyor..
Kasa kasa gelen balıklar her gün taptaze ve deniz ürünleri üzerine kitap yazacak kadar özgün mezeler gördüm.


Bay Nihat Cunda
Bazı eleştirmenlere de katılmıyorum, mesela levrek simiti yapılırken gördüm ve yedim, bence mükemmeldi, ayrıca balığın tadı da çok baskındı. 
Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda
Her şey taze ve lezzetli, hepsinden tadamasam da gördüklerimle göz zevkim anlaştılar. Mesela ben Beğendili Ahtapot istedim. Her gün ahtapot yiyen biri değilim ya işte büyük bir heyecanla tadına baktım. Muhteşem bir lezzet ve çok güzel pişmişti, yumuşaktı..
Aslında buraya enginar mevsiminde gitmek lazımdı, onu da mevsimi geldiğinde yaparım inşallah..



Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Masama önce koca bir tabak Ayvalık Salatası geldi. Bol rokalı, marul, havuç, domates, salata, biber, maydanoz, derotu, soğan ve keçi peynirli, Türkiye'nin en kaliteli zeytinyağlarının üretildiği Ayvalık Zeytinyağıyla yapılan sosuyla..Tek başına bir öğün aslında benim için..


Bay Nihat Cunda
Ardından Kefalaki Peynir Mezesi geldi..Keçi peynirini küçük güveç kaplarda tereyağı ve tarçınla pişirip sıcak sıcak servis ediliyor. Bu da harikaydı..


Bay Nihat Cunda
Meşhur Kabak Çiçeği Dolması zaten efsane..


Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda
İlk defa yediğim bir lezzet ise Soslu Dil Balığıydı. Yoğurt ve mayonez karışımı bir dip sosla servis edilen dil balığı ise ince uzun kesilmiş ve özel sosta pişmiş, yanında fırın domates, kırmızı, yeşil biber soteyle beraber lezzeti şahane olmuş gerçekten.


Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda
Kalamar Tava en sevilen menü çeşitlerinden..Yine özel sosuyla servis edilmişti. Tadı baymadı ve rakıyla mükemmel oldu.
Tereyağında karides ise mükemmel bir lezzet, tereyağının yöresel farklılığından olsa gerek muhteşemdi.
Balık çeşitleri, balıklı mezeler, balık pastırması, balık sucuğu, çiroz ve uskumru, soslu kılıç balığı, zeytinyağlı mezeler, yöreye ait otlarla yapılan çok değişik lezzetleri burada bulabilirsiniz.
Tatlı çeşitleri çok, özellikle meyveli tatlılar, patlıcan tatlısı ve Ayvalık'a özgü Lor Tatlısı sayılabilir.
Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda
Taş binanın önündeki büyük bir alanda müşterilerine hizmet vermekte ve yaklaşık 300 kişiyi misafir edebilme olanağına sahip olan bu güzel işletmede denize karşı rakınızı içip, eşsiz deniz ürünlerinden yapılmış yemekleri yiyerek keyifli saatler geçirebilirsiniz. Garsonlar etrafımda dolandılar, ilgi alaka çoktu. Çok güzel saatler geçirdim diyebilirim. Midem o kadar çok doldu ki aklımda kalan yemeklerin tadına bakamadım maalesef..
Fiyatlara gelince efendim, çok çok yüksek değil, bu manzarada bu ambiansta bu kadar kaliteli ve çeşitli menüyle olması gereken fiyatlarda.. 100 tl'ye de kalkarsınız 500 tl'ye de..


Bay Nihat Cunda
Bay Nihat Otel hizmeti de sunuyor. Bir gece otelde konaklama fırsatı buldum. Gerçekten çok memnun kaldım. Otel restoranın arka kısmında butik otel tarzında yapılmış, küçük ama ferah bir hava veriyor. Odalar son derece güzel döşenmiş..Odalarda her türlü hizmet mevcut, banyo tertemiz ve göz alıcı. Sadece sabah kahvaltısı veriyor. 
Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda

Bay Nihat Cunda
Otelin en alt katında bulunan yemek salonunda lüks ve rahat koltuklar dikkat çekiyor. Masalar özenle süslenmiş ve size servis yapan insanlar çok alakadar ve samimi. Kendimi evimde gibi hissettim doğrusu. Kahvaltı tam bir Ege kahvaltısıydı tabi..Ayvalık loru, tulum peyniri, eşsiz zeytinleri, kahvaltılık soslar, pişiler, reçeller daha neler neler.. 
Kahvaltıdan sonra kahvemi otelin yemyeşil bahçesinde içerek Cunda adası gezimi tekne turuyla tamamladım. 
Ayvalık Cunda'ya ilk defa gidecek olanlara şiddetle tavsiyemdir. Türkiye'nin En lerinden olan Bay Nihat Lale Restoran,  gidip görmeye, denemeye fazlasıyla değer..
                                                                                                                                                             Lezzet Gezer Dilek Toksoy






Sevgiyi, Lezzeti,Hoşgörüyü, Doğayı, Güneşi Hissedin, AYVALIK'TASINIZ !




Ayvalık Doğa Festivali

Ayağımın tozuyla geldiğim Ayvalık Doğa Festivali ilk defa yapılmasına rağmen benim adıma eğlenceli geçti. Ayvalık Esnaf ve Sanatkarlar Odası'nın düzenlediği, projesi Aydın Aktuğ tarafından şekillendirilen, amacı Balıkesir'in Ayvalık ilçesinin tarihi, coğrafi, gastro ve kültürel özelliklerini yansıtmak olan ve ilk defa düzenlenen bir festival oldu. Benim de Favori Lezzetler yazarı olarak davet edildiğim festival 4 gün sürdü. Festivale destek veren Favori Lezzet yazarlarımızdan sevgili Gurme Rakun, namı diğer Şefika Onur Atalay'a beni de davet ettiği için tekrar teşekkür ederim. 


Ayvalık Doğa Festivali
Her günü, her anı dolu dolu geçen festivalin açılışında, Ayvalık Kaymakamı sayın Gökhan Görgülüaslan, Ayvalık Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Zekai Kafaoğlu, Ayvalık Belediye Başkanı sayın Rahmi Gencer ve Ayvalık Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı sayın Melih Çakırca bulundular. Festival üç ayrı noktada yapıldı. Ayvalık merkez, Cunda Adası ve Küçükköy olarak programlar yapıldı. Bunun nedenini sorduğumda Ayvalık'ın tanıtacak tek bir noktadan ibaret olmadığının altını çizen Aydın bey aslında beş noktayı hedefledikleriini ama şimdilik üç yerde olacağını açıkladı. Çünkü Ayvalık gerçekten çok büyük bir ilçe ve 22 adadan oluşan bir bütünlüğe sahip olduğu için, her noktasında ayrı bir özellik, ayrı bir doğa var. 


Ayvalık Doğa Festivali

Festivalin ana teması "İstifnolu Günler" idi. İstifno Ege bölgesinde yetişen köpek üzümü , yabani pamuk da denilen tadı hafif acı ve ıspanağı andıran çok faydalı bir ottur. 


Ayvalık Doğa Festivali

Yörede salatası meşhurdur, hele papalina balığının yanında ya da öncesinde yenilecek, sarımsak, zeytinyağı ve limonla tatlandırılan en sevilen salatadır. Ayvalık hem doğası hem yemek kültürü hem de aydın insanların yaşadığı Türkiye'nin çok özel beldelerindendir.
Ayvalık'a 3. gelişimdi, ne yalan söyliyim bu kadar ertaflıca her yerini gezme imkanım olmadı. Biz Favori Lezzet yazarları olarak üç kişiydik. Sevgili Gülten Özdemir, ben ve Şefika Onur Atalay, bunun dışında Ankara'nın lezzet keşifçilerinden sevgili Özgür Elibol ve yine Ankara'dan gazeteci AhmetTemür Türkan'da bizimleydi. 



İlk günü öğleden sonra ancak orada olabildim. Gelirgelmez Şimdi Rum Meyhanesi'nde yapılan Ekalliyet yani rum ve ermeni mutfağı workshopuna  gittim. Yapılış aşamalarını kaçırsam da mezelerden yiyip tattım. Bir Girit mezesi olan Talumaki, işkembe salatası, istifnolu mücver ve biber turşusu harikaydı. Mekan sahibi Beyza hanım ise tam bir tarih..Asıl mesleği mimarlık fakat o 1981 den beri meyhane kültürü, mezeleri, yemekleri üzerine kendini geliştirmiş çok değerli bir insan. Bir çok tarif kitabı var. 


Ayvalık Doğa Festivali


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ardından tekne turuyla adaları şöyle bir dolaştık ve demiri Cunda adasına attık. Yalnız tekne turumuz muhteşem geçti, Atatürk ve cumhuriyet konulu marşlarla şarkılarla coştuk. Bu arada Esnaf Odası başkanı sevgili Melih Çakırca ile  kısa bir sohbet yapıp festival hakkında bilgilendim. 


Ayvalık Doğa Festivali

Cundaya vardığımızda Emine Alışık'ın resim sergisini ziyaret ettik. Gerçekten sanatsal çalışmalarıyla adından söz ettiren Emine hanımın en güzel tablolarını ve canlı performans çizimini zevkle izledik. 


Ayvalık Doğa Festivali

Oradan biraz ileride bulunan mimarisi çok eskiye dayanan Taş Kahveye diyetisyen Selin Açıkgöz'ü dinlemek üzere gittik. Sağlıklı beslenme ve otların sağlıklı beslenme üzerindeki etkilerini, faydalarını çok güzel bir dille bizlere aktarıp söyleşide bulundu. 



Ayvalık Doğa Festivali

Derken arkadaşım Taş kahvede bir Ayvalık tostu yiyim dedi ama az kalsın tekneyi kaçırıyorduk, zor yetiştik. Dönüş turumuz da çok eğlenceli geçti, şarkılar türküler, söyleşiler..


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali




Ayvalık merkeze varınca biraz stantları gezip alışveriş yaptık. Yörenin çeşit çeşit zeytinleri, zeytinyağları, sabun, hediyelik eşya ve daha bir çok ürünü gözlemleyip gezdik. Sahile karşı birer çay içtik, meşhur sakızlı dondurmadan yedik.


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali



Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali



Ayvalık Doğa Festivali
Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali
 Papalina Balığı yemeden olmazdı..
Ayvalık Doğa Festivali

Akşama doğru iskele meydanının ordan belediyenin tahsis ettiği bir otobüsle Küçükköy Cumhuriyet Kültür Merkezine gittik. Önce yaşanmış bir mübadele öyküsü olan " İki Yaka Yarım Aşk " kısa film gösterisini izledik. Rum delikanlıyla Türk kızının yarım kalan aşkını konu alan film çok etkileyiciydi gerçekten. Senarist yardımcı doçent dr. Nurdan Tümbek Tekeoğlu söyleşisini dinledim. 
Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali


Sesine ve söyleşisine hayran kaldığım Serap Yenici ve "Dünya İçin Bir Şey Yap" kitabının yazarı Orhan Kural söyleşisini dinleme zevkine erdim. Hayat felsefesi "Küçük şeylerden zevk al, mutlu ol" sözleriyle bizlere keyifli ve esprili bir dille yaşanmış hikayelerinden anlatıp bir nevi ders verdi. Kendisine hayran kaldım. Gece 11'e kadar süren bu güzel etkinliğin ardından otele döndük. Belediyenin oteli olan Boğaziçi otelde kaldık. Otelin etrafındaki sokak köpeklerinin insanlara yaklaşıp sevilmek istediğinde bulunduğu çok cici bir oteldi burası. Beni ve diğer arkadaşlarımı rahatsız eden tek şey sivrisineklerin çok oluşuydu.



Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ertesi gün erkenden kalkıp Cunda adasına Doğa parkında yürüyüşe çıktık. Toplamda 50 kişiydik ve ben ilk defa bir doğa yürüyüşüne çıktım. Tabi ki doğada yürüyüşler yaptım fakat bu kadar çok insanla değildi, artı buradaki bitki örtüsü, ağaçlar, otlar, kuşlar koruma alanına girmiş ve kesinlikle zarar verilmesine izin verilmiyor desem de kilisenin oradaki define kazılarını nasıl görmüyorlar şaşırdım. 



Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Körfez Doğa Sporları adına Doğa rehberi Erhan Çiftçinin önderliğinde Tabiat parkında yaptığımız bu eğlenceli ve de faydalı yürüyüş etkinliğinde gerçekten hiç yorulduğumu hissetmedim. Bol temiz hava, oksijen, kuş sesleri, değişik otları tanıma fırsatı bulduğum için çok mutluydum. 5 km.lik bir parkuru zevkle ve bol bol fotoğraf çektirerek tamamladık. Oradan Ayvalık adalarını seyretmek doyumsuzdu..


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ardından tekrar otobüse binip otele geri döndük. Elbiselerimizi değiştirip tekrar tadım yapmak üzere yola koyulduk.
Palabahçe'ye doğru yola koyulduk, orada Biz Sanat Atölyesi Ebru sanatçısı Turgut Alp CanEbru sanatı ve nasıl yapıldığı hakkında bilgi ve canlı performans yapıldı. Doğrusu ilk defa izleme fırsatı buldum ve çok ilgimi çekti diyebilirim. Atölye oldukça güzel ve otantik döşenmiş, keyifli bir mekandı. 


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ebru Sanatı..


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık'ta yapılar, mekanlar çok değişik, mimarisi modern değil, eskiyi yeniden canlandırıp orjinali korumaya çalışmışlar. Tabi genelde restore edilecek pek çok bina var. Mesela bir sabun fabrikası gördük, yıkılacak derecede eskimişti..Bunun gibi bir çok bina gördük. Belediye başkanı bu konuda yavaş yavaş bir şeyler yapmaya çalışıyor anladığım kadarıyla ama sanırım yetersiz. 
Bir de Ayvalık sokakları dikkatimi çekti. Daracık uzun sokaklarda kimbilir ne anılar yaşandı. Her evin bir bahçesi var, renkli boyalarla boyanmış duvarlar, kapılar..kimisi çok eski bakımsız, kimisi cafeye çevirmiş. Ama bir büyüsü var sanki, düşündüm acaba burada yaşasam nasıl olur.... 

Var mı böyle bir ev başka bir yerde...


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Şeytanın Kahvesi diye bir mekana gittik, orada da Ayten Kodak hanımefendiden sabun yapımı ve inceliklerinin yapımını ve söyleşisini dinledik. Şeytan adını dedelerinin lakabından alan mekan sahipleri gayet ilgiliydiler, bol bol koruk şerbeti ve kahve içip oradaki festival kapsamında olan bir kaç sanatsal dükkanı daha ziyaret ettik. Gerçekten çok güzel tasarımlar vardı fakat biraz pahallı bulduğumu söyleyeyim.


Ayvalık tarihi ve restorasyon üzerine söyleşi Yrd. doç. dr. Figen Erdoğdu söyleşisi ve Yerel Tarih Araştırmacısı Taylan Köken ile tarihi Ayvalık sokaklarında yürüyüş etkinliklerine gidemedik.
Günün son tadım etkinliği Ayvalık'ın en meşhur çorbacısı Paşa Çorba'daydı. Bu kadar ünlü bir mekanı göreceğim için heyecan yaptım. 

Bize kuzu etli arapsaçı ve Ada köftenin yapılışını gösterip anlattı.


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali
Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali
Sevgili İzzet Durkan ve eşinin birlikte işlettikleri mekan daracık sokak içinde sağa sola dönüp varılan bir yerde, adres verseler bulamam. Şanı kadar lüks bir mekan değil fakat yemekler, mezeler o kadar lezzetli ki yabancı turistlerin en çok rağbet ettiği bu mekanın lezzet sırrını mekan sahibine sorduğumda bana aynı kalitede her gün sulu yemek, ev yemekleri tadında özenle pişirilen menülerden kaynaklandığını ve tabi ki zeytinyağının verdiği lezzet..



Ayvalık Doğa Festivali

Orada hemen bizlere kuzu etli arap saçının yapımını ve Ada Köftesini canlı olarak gösterip sunum yaptı. bizler de afiyetle yedik. Ben zaten arapsaçını çok severim ve kuzu etlisine bayılırım. Lezzeti ve kıvamı harikaydı. Köfte ise değişik geldi. Ada köftesini ilk defa yedim, o da damak zeevkime uygundu. Ardından birer tane bol cevizli kalburabastı ile tadımı tamamladık.
Ardından sokakları gezmeeye devam ettik ve sokak sanatçılarını dinleyip biz de onlarla şarkılar söyledik.

Akşam ise tekrar Cunda Adasına gidip Serap Yenici'nin muhteşem konserini dinlemeye gittik. Coştuk, eğlendik, meşhur sakızlı, böğürtlenli dondurmadan yedik.


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali
Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali
Üçüncü gün öğlene doğru Bedesteniçi, Talatpaşa caddesinde hizmet veren ve çok Beğendiğim Mavi Mutfakta tadıma gittik.Yine ara sokaklarda, bir çok restoran ve cafelerin olduğu bir yer. Mekan sahipleri ne kadar samimiydi, bizlere otlar ve yaptıkları salatalar hakkında bilgiler verip sunum yaptılar. Sırayla istifno salatası, deniz börülcesi salatası, turpotu salatası, kabak çiçeği ve kabak dolması, içbakla salatası ikram ettiler. Ankaralı blogerlar hayatlarında ilk defa bu tatları denemişler. Bazılarının damak tadına uymadı, beğenmedi ama bu bir alışkanlık aslında..


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali
Mavi Mutfak'tan çok memnun ayrılıp Küçükköy'de bu yıl 3. sü yapılan Teferriç şenlikleri  Boşnak Festivaline gittik. Boşnakları Sakarya'dan çok iyi bilir ve tanırım. Orda sürekli canlı Boşnak müziği, dans, eğlence vardı. Boşnak kıyafetleri giymiş kızların gösterileri vardı. Bunun dışında tabiki yöre halkının, esnafının yaptığı Boşnak yemekleri, börekleri, tatlıları göz ve mide doldurdu. Bir ara kendi başıma çıkıp sokaklarını gezdim. 


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Tarih kokan bir köydü burası.  Boşnakların, göçmenlerin eski hayatından kalan kalıntılar, bazıları cafeye çevrilip dizayn edilmiş, bazıları atölye olmuş. Sanatsal tasarımları olan bir mekana girdim mesela..Resim ve heykeltraş santaçısı Uğur Çalışkan'ın sergisini gezdim, çok değişikti. Eski metaryellere yeni bir ruh verip onları yaşatmaya çalışan değerli bir sanatçı, çok beğendim.


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali


Mis kokan çiçekler, yemyeşil bir köy Küçükköy ve kesinlikle bu yapı bozulmamalı..Yeni yerleşim yeri modern iki üç katlı binalarla dolu ama eski köy yeri gerçekten tarih kokuyor. 

Boşnak Kadınların güzelliği..


Ayvalık Doğa Festivali
Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali




Eski Rum Evleri..ve Ben..


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali


Ayvalık Doğa Festivali


Ardından Sakarya Mahallesindeki Midi Bistro Cafeye gittik. Burası Fransız karı kocanın birlikte işlettikleri tamamen doğal kekler, ekmekler, tartlar, kişler yapılan bir dükkan. Bize canlı istifno otlu kiş yapımını gösterip sunum yaptılar. Birer küçük dilimle doymadık ama neyse, gerçekten çok lezzetliydi. 


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Müzik tam gaz..

Ayvalık Doğa Festivali

Hıdrellez dolayısıyla Dilek Ağacına Dilek dileyip kurdela bağlamayı unutmadım.

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali
Ardından tıbbi çay demleme teknikleri, otlardan nasıl çay yapılır konulu etkinlikler oldu onlara da katılamadık.
Son gün yani dördüncü gün hava yağışlıydı ve bizim grup o gün ki etkinliklere katılmadık. Ogün aslında çok sevdiğim Taichi doğa sporu etkinliğ vardı. Bisiklet turu, bir çok söyleşi, çocuklar için doğa ve çocuk adı altında uçurtma şenliği gibi çeşitli etkinlikler vardı.
Biz öğlen dışarı çıkıp keşifler yaptık. Mesela çok güzel bir butik otel keşfettik. İç ve dış mimarisine bayıldım, cennette yaşıyor gibi olunacak bir yer. 


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali
Eski Ayvalık sokaklarını gezdik, Tostçular sokağında Ayvalık tostu yedik. Sokağa girer girmez hep bir ağızdan "buyrun çok güzel sıcacık tostlarımız var" diyen beş on kişiye gülmeden edemedim. Sanki otobüs garında hissetim kendimi. 

Sokaklarda gezerken Ayvalık'ın meşhur muhallebicisine uğramadan olmaz dedik ve Favori Lezzetçiler olarak o güzel muhallebilerden yedik. Gerçekten ama gerçekten çok beğendim. En çok bademli muhallebiye bayıldım. Bir de bitki suyu vardı, o da değişikti. Burası Macaron Muhallebicisi..


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali



Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali


Bir diğer beğendiğim meşhur lezzeti ise lor tatlısıydı. Tatlıhane lezzetleri..


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

En son minibüse binip Armutçuk pazarına gittik. Her şey bolca dolu dolu vardı. Ankaralı arkadaşlar meşhur Ayvalık loru aldılar. Biraz da enginar ve diğer otlardan.


Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali

Ayvalık Doğa Festivali


Bunun dışında genel olarak çok memnun kaldığımı söyleyebilirim. Ayvalık her bakımdan olağanüstü  güzel bir turizm beldesi. Özellikle yazın Sarımsaklı Plajı, çok uzun, volkanik ve tene yapışmayan altın sarısı kumunun özelliğiyle harika bir plaj. Yaz kış yaşanabilecek huzurlu bir belde. Zaten emekli olup da yerleşen çok insan var. Ev fiyatları çok pahallı olmasına rağmen talep var. Bana kalsa ben de Ayvalık aşığı biriyim ve orada yaşlanmak isterdim.
Son olarak emeği geçen herkese çok çok teşekkür ediyorum, Ayvalık tarihi dokusu korunsun, Ayvalık'a sahip çıkılmaya devam edilsin. Böyle festivaller daha sık yapılsın. 
Seneye görüşmek üzere..sevgiler, saygılar..

   LEZZET GEZGİNİ DİLEK TOKSOY ( @dileklemutfakta)