19.BAYINDIR ULUSLARARASI ÇİÇEK FESTİVALİ

12:33 Dilek'le Mutfakta 0 Comments

08-05-2016

"Çiçeğin Hikayesi" Bayındır'da Başladı..




M.Ö3000'li yıllarda Hititler,700'lü yıllarda Frigler, Lidyalılar ve M.S 900'lü yıllarda Bizanslılar, 1084 yılından sonra Selçuklular, 1425'den sonra Osmanlıların yaşadıkları bu tarih kokan küçük ama sevimli bir ilçemizdeydim bugün, yani dün.. Ancak evime gelebildim ve tazeyken yazayım dedim. 








Elimdeki Belediyenin bastırdığı broşürdeki bilgileri biraz değiştirerek aktarıyorum, bilginiz olması açısından. Tanımak tanıtmak lazım Türkiye'min güzelliklerini..Hakikaten bereketli toprakları olan, etrafı dağlarla çevrili, sürekli akan akarsuların beslediği bir toprak, ılıman bir iklim ve güllerin kokusuyla ün salmış bir cennet olarak anılmış Bayındır. Bu şirin ilçe İzmir'e bağlı yüzyıllardır çiçekleriyle ve çiçek yetiştiriciğiyle ünlüdür. Bilenler bilirler ve çeşit çeşit çiçeklerin otların bolca bulunduğu, çoğu köy halkının çiçekçiliği meslek edindiği bir yer olarak biliniyor. Şimdi tabi ki kocaman bir ilçe..Yol boyunca gelirken sayısız çiçek seraları vardı,bilmediğim bir sürü çiçek gördüm, fotoğraflarını çekmeye çalıştım ama bunun için çok fazla zaman ayırmam gerekti. 





























Saray, medrese ve hastane bahçelerini süslemekle kalmayıp daha çok daha çeşitli çiçekler üretmenin azmiyle ülkemize ve bulunduğu yöreye hatırlı bir ün ve maddi katkıda bulunan Bayındırlılar ve Bayındır Gülbahçe ismiyle anılmıştır. Modern ve gelişen Türkiye'de imkanlar artıkça da kooperatifler kurulmuş, festivaller düzenlenmiş, çiçek ithalat ve ihracatı çok gelişmiştir. Her yıl yapılan ve bu yıl da 19. cusu gerçekleştirilen Çiçek Festivaline bene ilk defa gittim. Her yıl gideceğim derim kısmet olmazdı fakat bu yıl şeytanın bacağını kırdım ve gittim. Giderken de bir arkadaş bulamadım kendime, kime teklif etsem herkesin işi çıktı, hadi dedim Dilek tek başına da gidersin dedim ve gittim. Bayındır'a indiğimde hemen festival alanına doğru yürüdüm ve sayısız çiçek standıyla aptala döndüm. Gezdim gezdim ve stevia bitkisini gördüm.


Aradığım ve bulamadığım Stevia bitkisini Bayındır'da bulduğuma pek sevinerek bir saksı aldım. Umarım soldurmadan büyütürüm, çünkü stevia bitkisi doğal şeker yerine geçen eşsiz bir bitki, aynı zamanda reçel yapımında da kullanabilirim diye aradığım bir şeydi. Geçenlerde markette gördüm ambalajlı paketlerde satılıyordu ama almadım. Aklınıza gelecek her çiçek, her bitki hatta bilmediğiniz o kadar çok çiçek var ki Bayındır'da..
 Belediye Başkanı En güzel Balkon bitkisi, En Güzel Çiçek, En güzel Çiçek Reçeli Ödüllerini veriyor..
Bayındır Belediye Binası

Bayındır Bel. Folklar Ekibi










Hindistan dans ikilisi..Yogacılar..)
















































Festivalleri bilirsiniz, alışverişin dışında bir havası vardır, herkes neşeli, herkes huzurlu, herkesin başında çiçek çelenkler, fotoğraflar , selfiler çekinenler, stand aralarında müzikli gösteriler, rengarenk bir ortam, yiyecek içecekler, yöreye özgü herşey..mutluluk veriyor insana gerçekten..o yüzden bu gibi festivallere gitmek lazım diye düşünüyorum.

Gelelim reçel yarışmasına...En güzel çiçek reçeli yarışmasına girme fikrini sevgili gurme yazarımız Nurdan Çakır Tezgin önermişti. Ben de neden olmasın dedim ve en bildiğim kekik çiçeği reçelini yapıp ilgili birime kargoyla yolladım. Reçel kraliçesi...) olarak katılmak istedim belki bir anneler günü jesti olur dedim, ama olmadı..yarışmaya 7 yarışmacı katıldı sanırım, tam bir bilgi de verilmedi sorduğumuz halde..her neyse eleştirdiğim bir kaç konu oldu bu yarışmada, özetlersek bir yarışmacının beş çeşit reçelle katılması adil olmadı bence...Bari bir emek ödülü yazısı gibi bir şeyler verilebilirdi...bu da her neyse..yine de sevgili Belediye Başkanı Ufuk Sesli'ye sempatik ve çalışkan tavırlarından ötürü çok teşekkür ediyorum.







Bunun dışında Kübra da benim gibi reçel delisi bir genç bayan..Bayındır'dan Torbalıya giden otobüste tesadüfen yan yana oturduk ve malum sohbet etmeye başladık.Meğer o da taa İstanbullardan reçel yarışması için gelmiş, bir de ben İzmir'den..Biz bolca dedikodu yaptık İzmir'e gidene kadar , hatta aktarmada inmeyi unuttuk konuşurken, hay Allahım çok komiktik ama..tekrar in tekrar bin derken ben eve 1.30 da ancak gelebildim. Kübra'yı tanımak ve onla reçel sohbeti yapmak harikaydı..o da çok memnun kalarak yanımdan ayrıldı, sabah 8 uçağına nasıl yetişecek bakalım..

Sonuç olarak böyle güzel bir festivalde bulunmak güzel ve eğlenceliydi. Ege'de yaşamak insana gerçekten huzur veriyor her ne kadar kızlarımdan ayrı yaşasam da, onları çok özlesem de İzmir'i terkedemiyorum. Allah sağlık versin sık sık gidiyorum bende İstanbul'a yanlarına..İşte bir orası bir burası hayat devam ediyor..Ben reçel yapmaya ve yemek bloğuma sarılıp kendimi oyalıyorum işte bu kadar..Yazacak pek çok tarifim var biliyorum..Ama benim kalbim burada ve beni sevenlerle, burası benim nefes aldığım bir platform ve sahibi de benim..benim küçük ama izleyicisi büyük, bana göre sımsıcak bir yer..Sevgiyle ve afiyetle kalın, sağlık ve huzur hayatınızdan eksik olmasın..
































               

























                                                                                                                                                    Dilek Toksoy

BENZER TARİFLER

0 yorum: